25 Ekim 2007 Perşembe

Başarı gelip geçici AMA Başarısızlık KALICI



Yönetim danısmanı David Nadler tarafından sunulan “Başarı sendromu” olarak bilinen tespiti aslında hepimizin hayatında gerek özel, gerekse iş olsun sık sık karsılastıgımız bir durum. Kısaca bahsedersem, kişinin ilk yaptığı işteki başarı metoduna sıkı sıkıya baglanarak, bundan sonraki işlerinde bu modeli baz alıp, degisik kulvarlarda da AYNI basarı duzeyine ulaşmak arzusu diye tanımlayabilirim.

Kişi karşısına çıkan engel karşısında derinlemesine analiz etmeden, ilk yaptığı şekilde önlem aldığında hüsran ile karşılaşmaktadır. Hatta biraz daha agresif ve hırslı ise; kendisine koydugu hedef çitasını yukseklere çıkardıysa farkında olmadan “Ölümcül Sarmal” diye tabir edilen sürece giriyor. Yani aynı şeyleri yaparak farklı sonuclar almayı ümit ediyor, ve farkında olmadan sorunun içinde yok olup gidiyor.

Burada temel yaklasım, sorunun en önemli 3 boyutunu irdelemek. Bunlar;

1- Değişimin varlığı ve farkındalık seviyesi
2- Kişilerin kendi kapasitelerini doğru değerlendirmesi
3- Olaya helikopter bakışı ile tamamen dışarıdan bakıp, paradigmasının sınırlarını algılamak

Bu sebeple, krizlerde iyi performans gosteren ve geliştirdiği liderlik stili ile durumu lehine çeviren bir lider, işler farklı bir süreçte iken aynı liderlik stili ile umduğu sonucu alamamaktadır. O liderin performansının değerlendirilmesi sürecinde de; geçmiş 10 yılda yaptıkları değil, bu yıl YAPAMADIKLARI ağır basacağından, her zaman durumsallık yaklaşımını uygulaması gerekmektedir. Eger sınırları dısında bir yetenek gerektiriyorsa da, zirvedeyken noktayı koyabilme iradesi, tarihte başarılar ile anılmayı da beraberinde getirecektir.

Hatalarımız ile olgunlastıgımız sure zarfında, NLP ilkelerinden biri olan ve olan her şeyi bir geri besleme (feedback) olarak görebilme yetenegi, kişinin HATALARININ ÜNİVERSİTESİNDEN mezun olmasını sağlayacak en önemli arac olacaktır.

Hiç yorum yok: