10 Haziran 2008 Salı

Hedefler ve Limitlerimiz

Ingilizlerin ünlü 1 mil koşusu geçmişte (1910-1954) insanoğlunun limitlerini ne kadar aştığını ve bunda da esas engelin kendisi olduğuna dair en bilinen kanıtlardan biridir. O zamanların populer konusu 1 mil uzunluğundaki koşunun en iyi ihtimal ile 4 dakikanın altında olup olamayacağı. Günün tıp uzmanları insanın kas yapısının bu zamanın altına erişemeyeceği konusunda hemfikir iken, 1954 yılında İngiliz Roger Bannister isimli atlet 3.59.4’luk bir zamana imza attı. 1913 yılında 4.14.4 olan derece 41 yıl sonra 4.00’lık limitin altına indi.

Bunu müteakip ne oldu ? sadece 45 gun sonra John Landy isimli atlet 3.58.00’lik bir zamana indi, en son 1999 da Faslı bir atlet 3.43 ler seviyesine indi.

Bu nasıl oldu ?

Inanarak. Koyulan hedefin (4.00 altında koşmak) resmi, kronometredeki görüntüsü (Görsel), insanların alkışı (İşitsel) , duyulan hazzı (dokunsal) gerçekleşmiş derecede yaşamak. Bu sayede nöron dizilişleri yeni bir düzende değişecek ve hedefe giden iç engelimiz ortadan kalkacak.

Hergün değişen şartlara göre belirlediğimiz hedefe (içselleştirmemiz şartı ile – tum duyular bazında) yaklaşmak için ne yapıyoruz ? Planlarımızı günlük, hatta saatlik olarak kontrol etmeliyiz. Hedefi küçük parçalara bölüp, bunları başararak kendimizi ödüllendirmeliyiz. Böylece güvenlik alanımızın dışına çıktığımızda korkumuzu bu küçük başarılar ile yenebiliriz.

Unutulmaması gereken bir şey var ise, inançlarımızı bizim seçtiğimiz. Neye inanmak istersek ona inanırız. Güncel inançlarımızın halen geçerli olduklarını mutlaka kontrol etmeliyiz ki, değişen şartlara uyum sağlayabilelim.

Meshur bir söylem ile bitirelim Limitsiz siniz!!!!

Hiç yorum yok: